Eyüpsultan’da yol kenarındaki ATV tipi araçlara çapılması sonucu ölen kişi ile 4 yaralının avukatı Hacı Orhan, kaza sonrası Mısır’a gittiği tespit edilen 17 yaşındaki sürücü ve annesine ilişkin, “Annenin yaptığı eylem acıları arttırmıştır. İhmal yolu ile kasten adam öldürmeye kadar gidecek süreci başlatmıştır. Delil karartma amacıyla oğlunu yurt dışına kaçırmıştır.” dedi.
Çağlayan Meydanı’nda basın açıklaması yapan avukat Hacı Orhan, Eyüpsultan’da 1 Mart’ta meydana gelen kazada hayatını kaybeden Oğuz Mert Acı ile yaralılar İbrahim Gümüş, T.A, S.K. ve H.T’nin avukatlığını yaptığını belirterek, süreci anlattı.
Orhan, yol kenarındaki ATV tipi araçlara çarpılması sonucu yaşanan kazanın 18 yaşından küçük 10 kişinin iki lüks araçla Sarıyer-Göktürk yolunda yarış yapmaları sonucu meydana geldiğini ileri sürdü.
Yaralıların kendisine, şüpheli E.T’nin kaza yerine gelerek telefonlarını aldığını söylediğini ifade eden Orhan, bu yüzden yaralıların kimseyi arayamadığını anlattı.
Kaza yerinden geçen bir kişinin gelmesiyle telefon açıldığını belirten Orhan, şunları kaydetti:
“Görgü tanıklarından birisi, Oğuz Murat ile konuştuğunu, olay yerine gittiğinde halen hayatta olduğunu, yaklaşık bir saat yardım beklediğini ve hayatta tutmaya çalıştığını beyan ediyor. Annenin yaptığı eylem acıları artırmıştır. İhmal yolu ile kasten adam öldürmeye kadar gidecek süreci başlatmıştır. Delil karartma amacıyla oğlunu yurt dışına kaçırmıştır.”
Orhan, anne E.T. ile araç sürücüsü oğlu T.C’yi havaalanına bırakan kişilerin B.C’nin çalışanları olduğunu öğrendiklerini kaydederek suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.
Şüphelilerin akrabaları aracılığıyla müvekkillerine ulaştıklarını anlatan Orhan, şöyle konuştu:
“Müvekkillerimiz kan gütme saikinde değil. Bizim müvekkillerimiz de sosyal statüleri açısından saygın insanlar. Bizimle diyalog kurmak istiyorlarsa öncelikle adalete teslim olmaları gerekirdi. Adaletten kaçmış birisiyle şu an yapılacak hiçbir görüşme yoktur. Ailesinden hiçbiri ölen kişinin ailesine bir ziyarette bulunmamış, bir görüşme yoktur diyebiliriz.”
“Telefonum bir kişi tarafından elimden alındı”
Yaralılardan İbrahim Gümüş ise kazadan önce 3 ATV’yi emniyet şeridine çektiklerini, ölen Oğuz Mert Aci’nin bu sırada karşıdan gelebilecek araçların kendilerini görmesi için ATV’leri ters çevirip farlarını yaktığını söyledi.
Olaydan önce 4-5 aracın daha yanlarından geçtiğini ve kendilerini fark ederek yavaşladığını kaydeden Gümüş, çarpan aracın çok süratli olduğunu ve kazanın etkisiyle savrulduklarını anlattı.
Gümüş, yardım istemek için telefonunu cebinden çıkardığını ancak bu sırada kim olduğunu bilmediği ve aileden olduğunu tahmin ettiği bir kişi tarafından telefonunun elinden alındığını belirtti.
Etrafın karanlık olduğu için telefonunu kimin aldığını göremediğini anlatan Gümüş, “Ben o etkide kalkıp arkadaşımı görünce telefonu unutuyorum. Gerisini de hatırlamıyorum. Sonra teyzem telefonla beni arıyor. Beni aradıktan sonra telefona bir hanımefendi çıkıyor. ‘Siz kimsiniz, İbrahim nerede?’ diye soruyor. O da ‘Siz kimsiniz?’ diye cevap veriyor. Teyzem de ‘Ben teyzesiyim sen kimsin?’ diyor. Sonra telefonu yüzüne kapatıyor. Sonrasında telefonun güvenliğe bırakılıp oradan alındığı söyleniyor. Ne olacağını bilmiyoruz ama adalete teslim olduktan sonra her şeyin açığa çıkacağını düşünüyoruz.” diye konuştu.
Gümüş, şüphelilerden Türkiye’ye gelerek teslim olmalarını istedi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bir kişinin öldüğü, 4 kişinin de yaralandığı kazaya neden olan 18 yaşından küçük sürücü ile annesi hakkında kırmızı bülten çıkarılmasına yönelik Adalet Bakanlığına yazı gönderdi.